DİJİTAL KÜRESELLEŞMEDE KİŞİSEL VERİLERİN YÖNETİMİ
Günümüzün en değerli bilgi kaynağı olarak kabul edilen 'Big Data -_Büyük Veri' adeta 21inci yüz yılın petrolü oldu. Endüstri başta olmak üzere, sosyal, kültürel, ekonomik yaşam; bir taraftan yeni veri oluştururken, diğer taraftan da bu verilerin analizi ile yenilenmekte ve dönüşmektedir. Büyük Veri içinde önemli bir alan olan “kişisel veriler” İnsan Hakları düşüncesinin yaygınlaşmasıyla ve sosyo-ekonomik boyutunun öne çıkmasıyla önemini her geçen gün arttırmaktadır.
Kişisel veri; kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgidir. Kişisel verilerin işlenmesi ile çok önemli stratejik ve ekonomik sonuçlar alınabilmekle birlikte, bu verilerin yeteri kadar korunamaması sonucunda da, yalnızca kişisel güvenlik tehdidi ile kalmayıp, ülkelerin milli güvenliklerini tehdit derecesinde de büyük sorunlarla karşılaşılabilmektedir.
Bu manada, kişisel verilerin korunmasını sağlamak ve buna yönelik farkındalık oluşturarak bilinç düzeyini geliştirmek, aynı zamanda veri temelli ekonomide, özel ve kamusal aktörlerin uluslararası rekabet kapasitelerini arttırıcı bir ortam oluşturmak hedeflerimiz arasında olmak zorundadır.
Kişisel veriler, hem stratejik bilgiler içerdiği için hem de ekonomik olarak karşılığı bulunduğu için değerlidir. Değerlidir, çünkü kişilerin bizzat kendileri ile ilgili de bir toplumun yapısı hakkında da analiz yapma imkanı vermektedir. Verilerimizi tutanların, bizi bizden daha iyi analiz edebileceği gerçeğini hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamamız gerekmektedir. Nasıl, kan örnekleri alınmak ve yurt dışına kaçırılmak suretiyle, kan tahlilleri yapılarak, kişisel ve toplumsal DNA yapıları ve özellikleri tanınmaya çalışılmışsa, günümüzde de kişilerin ve toplumların yapıları ve özellikleri, kişisel verilerinin analizi yoluyla gerçekleştirilmektedir. Veri madenciliği de bu açıdan önem arz eden ve üzerinde çalışılması gereken diğer bir konudur.
Özellikle Sanayi Devrimi sonrası, tüm dünyada etkisini hissettiren Büyük Dönüşüm, insanın hem diğer insanlarla, hem de doğayla olan ilişkisini, eşi görülmemiş biçimde değiştirmiştir. Teknoloji olgusu üzerinden ele alındığında ise, Sanayi Devrimi’nden bugüne, dört aşamalı bir süreç, ya da, kendi içinde farklılaşan dört devrim karşımıza çıkmaktadır. Bunlardan sonuncusu olan ve içinde bulunduğumuz 4. Sanayi Devrimi olarak sunulan Endüstri 4.0; yapay zeka, 3D (üç boyutlu) yazıcılar, robotik ve biyo, nano ve uzay teknolojisi alanlarında yaşanan gelişmeler ile birlikte, belirli bir ekonomik değere sahip, canlı-cansız her nesnenin internet bağlantılarıyla diğer nesnelerle iletişime ve etkileşime geçebileceği, akıllı üretim dönemi olarak tanımlanmaktadır. Üretimde dijitalleşmenin yaşanmaya başlandığı bu dönemde, sanal ve fiziksel sistemlerin birbirine entegre olduğu ve internete bağlı olan nesnelerin böylelikle akıllanacağı üretim sistemlerinden söz edilmektedir. Önümüzdeki dönemde; iklim değişikliği ve çevresel kirlenme etkilerinin azaltılması, akıllı ulaşım sistemleri, hasta takip sistemleri, güvenlik, konumlandırma hizmetleri, uzaktan eğitim, bankacılık işlemleri, e-devlet uygulamaları, online alışveriş her geçen gün etkisini artıracak ve talepteki bu artış yeni nesil şebeke altyapısının şekillenmesini sağlayacaktır.
Bu büyük iletişim ve bilişim ağının içinde onun bir parçası olmakla, çağımız bir bakıma “açık istihbarat çağı” olmuş ve bu açık istihbarat ortamında çoğu zaman bilerek veya bilmeden paylaşılan kişisel verilerimiz istihbarat verisi olarak kullanılabilmektedir.
Milli güvenliğimiz için, milli yazılımlarımızı ve sosyal medya ortamlarımızı, kurmaya ve kullanmaya özen göstermeliyiz. Dünyadaki Mobil ve uydu operatörleri ülkelerin kişisel veri uygulamalarına ilişkin araştırmalara çoktan başlamışlardır.
Veriyi 21nci yüzyılın petrolü olarak değerlendiren bizlerinde çok değerli olan kişisel verilerimizle ilgili gerekli tedbirleri almamız gerekmektedir. Çünkü günümüzde veri savaşları çoktan başlamış bulunmaktadır. Sadece kendimiz için değil milli beka ve güvenliğimiz açısından da bu farkındalık oldukça önem arz etmektedir.
İletişimin temel yasalarından birisi “yağmur tek başına ne iyidir, ne de kötüdür. Bir ağacı yeşerttiğinde ya da felakete neden olduğunda durum değişir.” demektedir. Bu yasayı hiç unutmamamız gerekmektedir.
Bugünlerde dünyayı etkileyen bir salgın nedeniyle tüm ülkeler büyük bir üzüntü ve endişe veren olağandışı bir süreçten geçmektedir.
Kişisel verilerin yönetimi alanında milli, güvenilir, uzman ve tarafsız bir sivil toplum kuruluşu olan derneğimiz; bu olağanüstü süreçte, özel nitelikli veri olarak adlandırılan kişisel sağlık verilerinin korunması, bu verilerin işlenmesi, paylaşılması ve mahremiyetinin korunması konusunda tüm ilgili birimleri ve yetkilileri bu çerçevede çok dikkatli olmaya ve sorumluluk almaya davet etmektedir.
Sonuç olarak; İyi bir yönetim için, birbirimizi anlayabilir hale gelmemiz, el ele vererek organize olmamız gerekmektedir. Kişisel verilerin yönetimi konusunda mevcut durum milli beka ve güvenlik hususu da en üst seviyede dikkate alınarak multidisipliner olarak değerlendirilip, hep birlikte, el ele vererek çalışıldığı ve farkındalık yaratılabildiği takdirde başarıyla yürütülebilecektir.
Saygılarımızla…
Kişisel Verilerin Yönetimi Derneği